5 Haziran 2012 Salı

Kepçe Kulak Ameliyatı

Kepçe kulak tabiri, kısaca kulak kepçesinin göze daha öne yakınmış izlenimi veren şekilde olma durumudur.

Çoğunlukla bu kişilerde aile öyküsü mevcuttur.

Erkeklerin saçlarının kısa olmasından dolayı bu durum toplum tarafından daha fazla dikkat çeker.


Hastalık mıdır?


Kesinlikle bir hastalık değildir ve fonksiyon bozukluğuna yol açmaz ancak kulak kepçesinin küçük ve yokluğu gibi durumlar kepçe kulak ile karıştırılmamalıdır. Çünki kulak kepçesinin küçük olması, eksik olması veya olmama durumu bir hastalık olup cerrahi olarak işitme kaybının önlenmesi için düzeltilmesi gerekmektedir.

Hangi yaşta ameliyat yapılmalı?


Genellikle önerilen yaş en erken 5-6 yaş civarı olup bunun dışında kişinin isteğine bağlı her yaşta yapılabilmektedir ancak kulak gelişimi tam olarak tamamlanmadığından 5 yaş öncesi gerçekleştirilmez.

Bir diğer husus ise; okul çağında özellikle erkek çocuklarla arkadaşları tarafından dalga geçilebilmekte ve bu nedenden dolayı çocuk okuldan soğumakta, içine kapanmaktadır. Bu durumun önlenmesi amacıyla okul çağı öncesi 5-6 yaş civarı bu operasyon özellikle erkek çocuklara yapılması gerekmektedir.

Kız çocuklarında ise saçlarının uzun olmasından dolayı, kepçe kulak durumu ergenlik çağında sıklıkla sorun oluşturmakta ve bu durum kızımız tarafından çirkin bir durum olarak algılanmaktadır.

Kesin ameliyat olmalı mıyım?


Benim şahsi görüşüm, bariz bir kepçe kulak mevcut ise özellikle erkek çocuklarının okul öncesi bu ameliyatının gerçekleştirilmesidir.

Bunun dışında hangi yaşta olunulursa olunsun kişi bu durumu kusur olarak algılıyorsa, ameliyat olmakta bir sakınca yoktur.

Ameliyat nasıl yapılır?




Çoğunlukla kişilerde bazen tek kulakta bulunmakla birlikte her iki kulakta birden kepçelik bulunmaktadır. Aynı ameliyatta her iki kulak birden yapılır.

Narkoz altında veya sadece kulak bölgesini uyuşturarak bu ameliyat yapılabilmektedir ancak çocuklarda narkoz altında yapılması yaş gereği mecburidir.

Ameliyat yöntemi olarak birçok yöntem mevcut olup günümüzde çoğu plastik cerrah 3-4 farklı yöntemi birleştirerek ameliyatı gerçekleştirmektedir.

Kesi izi kulak arkasında kalmakta olup bu nedenle dikkat çekmemektedir.

Hastanede yatma gerekliliği bulunmamakta olup aynı gün taburcu olunabilmekte veya gereklilik halinde bir gece hastalar yatırılabilmektedir.

Dikişler genellikle 1-2 haftalık süreler arasında alınmakta ve ameliyat sonrası çok fazla bir ağrı olmamaktadır.

Ameliyat sonrası uyulması gerekenler

Çoğu plastik cerrahi ameliyatında olduğu gibi, kepçe kulak düzeltme ameliyatında da uyulması gereken bazı durumlar mevcuttur.

- Ameliyat sonrası yaklaşık 4-6 hafta arası bandana tarzı bandaj takılmaktadır.

- 1 ay kadar yan yatılmayıp sırt üstü yatılmaktadır.

Bu yapılanların sebebi her iki kulak arasında şekil farklılığı olmaması ve mevcut ameliyatın sonuçlarının daha kalıcı olmasının garanti altına alınmasıdır.



Saygılar...



Not: Yukarıdaki bilgiler kabaca bilgilendirmek amaçlı olup bilimsel kaynak amaçlı kullanılamaz. Daha anlaşılır olması için tıbbi terminolojiden mümkün olduğunca arındırılmıştır.





27 Kasım 2010 Cumartesi

Plastik Cerrahi: PLASTİK CERRAHİ DERİ GREFTLERİ

Plastik Cerrahi: PLASTİK CERRAHİ DERİ GREFTLERİ: "                                      DERİ GREFTİ (z.k.ü.)(Dr.Mehmet Haşim Güner)                                                        (Çe..."

PLASTİK CERRAHİ DERİ GREFTLERİ

                                      DERİ GREFTİ (z.k.ü.)(Dr.Mehmet Haşim Güner)
                                                        (Çeviri notların resim ile desteklenmesi ve cerrahi teknik hakkında ek bilgiler)

·        Greft, herhangi bir dokunun, onu besleyen kan desteğinden ayrılarak, yeni bir besleyici bölgeye transferidir. Greftler bir süre sonra transfer edildikleri bölgeden beslenmeye başlarlar. Deri greftleri, içerdikleri dermis miktarına göre ikiye ayrılırlar;

1.                Parsiyel kalınlıktaki deri greftleri (Split-thickness Skin Graft) Þ Epidermisi ve dermisin bir kısmını içerir.
2.                Tam kalınlıktaki deri greftleri (Full-thickness Skin Graft) Þ  Epidermisi ve dermisin tümünü içerir.


·        Derinin Anatomisi: Normalde dermis, epidermisten 20 kat daha kalındır ve dermiste yukarıdan aşağıya doğru sırasıyla, yağ bezleri, kıl follikülleri ve ter bezleri bulunur.
·        Epidermisin katları;
1.       Str. Corneum
2.       Str. Lucidum
3.       Str. Granulosum
4.       Str. Spinosum
5.       Str. Basale (Germinativum)
·        Dermisin katları; Str. Papillare ve Str. Retikulare

 
·        Deri Greftinin Revaskülarizasyonu:

1.      Plazmatik imbibisyon: Greft uygulandıktan hemen sonra alıcı yataktan, plazma benzeri bir sıvı absorbe etmeye başlar. Bu absorbsiyon sonucu greftin ağırlığı ilk 24 saatte %20, 48 saatte ise %30 artmaktadır. Bu olay devam ederken greft ile alıcı yatak arasında grefti yerinde tutmaya yarayan bir fibrin ağı oluşur. Greft uygulandıktan sonra ilk 12 saat içerisinde plazma absorbsiyonu sonucu grefte geçen eritrositler grefte pembe bir renk verirler.
2.      İnoskülasyon: Greft alıcı yatağa yerleştirildikten 48 saat sonra alıcı yataktan vasküler tomurcuklanma başlar. Daha sonra bu tomurcuklar ya neovaskülarizasyonla (yeni vasküler yapılar oluşturarak) veya greftteki daha önceden mevcut vasküler yapılarla birleşerek greftin vaskülarizasyonu sağlanır. Greftin lenfatik drenajı, gerçek vasküler dolaşımın başladığı 4. -7. gün başlar.

·        Parsiyel kalınlıktaki deri greftlerinin kötü şartlarda bile tutma şanslarının yüksek olması avantajlarıdır. Ancak anormal pigmentasyona eğilimli olmaları ve travmalara karşı dayanıksız olmaları dezavantajlarıdır.

·        Tam kalınlıktaki deri greftlerinin travmaya dayanıklı olmaları, büyüme potansiyellerinin olması, yapı ve pigmentasyon yönünden normal deriye benzemeleri avantajlarıdır. Ancak iyi bir vasküler yatağa ihtiyaç duymaları dezavantajlarıdır.
SPTG
FTSG
AVANTAJ
DESAVANTAJ
AVANTAJ
DESAVANTAJ
Tutma şansı yüksek

Dermatom ile alındığı için kısa operasyon süresi ve geni alana uygulama

Greft kontraksüyonu az





Hiperpigmentasyon fazla

Mikrotravmalara duyarlı

Cerrahi teknik daha zor

Seconder kontraksüyon daha fazladır.

His oluşma ihtimali düşüktür..
Hiperpigmentasyonaz olduğu için estetik sonuç daha iyi

Cerrahi teknik daha az tecrübe istiyor.

Greft kalın olduğu için microtravmalara dayanıklı

Seconder kontraksiyon azdır.

His oluşma ihtimali fazladır.
Kalınlıktan dolayı tutma şansı daha düşük

Geniş alanlara uygulama zor





·        Greftlemeden sonraki 3. gün STSG’lerde büyük bir mitotik aktivite görülür. FTSG’lerdeki mitotik aktivite daha düşüktür. Daha sonra deri greftindeki epitelyum iki kat kalınlığa ulaşır. Artmış mitotik aktiviteye nükleus ve sitoplazmadaki şişlik de eşlik etmektedir. Grfetlemeden sonraki 4-8. günlerde epitel kalınlığı normalin 7 katıdır. Epidermal kalınlık greftlemeden sonraki 4. hafta normale döner.

Donör alandan alınan bir deri grefti başlangıçta beyaz renktedir. Birkaç gün içerisinde pembe bir görünüm kazanır. Orijinalde deprese olan greft yüzeyi 14. -21. günlerde çevre doku ile aynı düzeye gelir. Kollajen replasmanı 7. gün başlar ve 6. haftada tamamlanır. Grfetlemeden sonraki 5. -6. günlerde greftteki ve alıcı bölgedeki lenfatik kanalların birleşmesi ile lenfatik drenaj başlar. Böylece greft ağırlığı hızla azalmaya başlar ve 9. günde greftlemeden önceki orijinal ağırlığına geriler
·        Deri greftlerinin “tutması” 3 aşamada gerçekleşir. Greftlemeden sonraki ilk 48 saat boyunca görülen “plazmatik imbibisyon” deri greftinin, gerçek dolaşım başlayana kadar yaşamasını sağlar. “İmbibisyon” ya da “diffüzyon”, greftin alıcı bölgeden yaşamı için gerekli besleyici materyalleri almasını ve metabolik artıkların temizlenmesini sağlar. 48. saatin sonunda deri grefti ile alıcı bölge arasında ince bir vasküler ağ oluşmaya başlar. Bu döneme “inoskülasyon” dönemi denir ve alıcı bölge ile greft damarları arasında anastomozlar oluşur. Aynı anda “kapiller ingrowth” prosesi devame derek greft dolaşımını sağlayacak yeni damarların oluşmasını sağlar.
·        Greft yatağından sıyrılmaya po 1 hafta duyarlıdır.Bu dönemde greft pansumanı esnasında nazik olunmalı  ve yatay mekanik hareketlerden kaçınılmalıdır.
·        Otojen greft başarısızlığının en önemli 3 nedeni hematom, enfeksiyon ve yetersiz tespit nedeni ile greftin kaymasıdır.

·        Granülasyon dokusu bakteriyel kontaminasyon içeren müsin ile örtülü olduğundan greft uygulanmadan önce bu dokunun kazınması gerekir.
·        Deri greftlerinin alındıktan sonra boyutlarında bir miktar küçülme olmaktadır ve buna primer kontraksiyon denir. Bazı araştırmacılar bunun gerçek bir kontraksiyon olmadığını, bir büzüşme olduğunu ileri sürerler. Deri  greftinin kalınlığı arttıkça primer kontraksiyon miktarı artar. FTSG’lerde %41, orta kalınlıktaki STSG’lerde %22 ve ince STSG’lerde %9’dur.

·        FTSG’lerin avantajları;
1.       Kozmetik sonuçları daha iyidir.
2.       Sekonder kontraksiyon miktarı daha azdır.
3.       Pigmentasyon değişiklikleri daha azdır.
4.       Merkel hücresi-sinir kompleksi nedeni ile reinnervasyon oranı daha fazladır.

·        Deri greftlerinin iyileşme sürecinde en erken geri dönen duyu soğuk algılamasıdır. STSG’lerde duyu geri dönüşünün daha az olmasının nedeni Meisner korpüskülü yokluğu olabilir. Deri greftlerinde reinnervasyon en erken 5 hafta, en geç 2 yıl içerisinde gerçekleşir. İki yıldan sonra duyu kazanımı olmaz.İyileşme süresince sinir uçlarının greft içerisine ilerlemesi sonucu greft duyu kazanır. Greftler başlangıçta hiperalgeziktirler ve normal duyu yavaş yavaş kazanılır. Duyunun geri dönüşü 4. -5. haftalarda başlar ve 12. -24. haftalarda tamamlanır. Çalışmalar sırasıyla ağrı, dokunma ve ısı duyularının döndüğünü göstermiştir.
·        Deri greftleri mesh haline getirilerek de kullanılabilir. Mesh grfetlerin kullanılma endikasyonları; yetersiz donör alan varlığında, alıcı bölge irregüler ise, alıcı bölge optimal şartlarda değise ve alıcı bölgeden drenaj olması bekleniyorsa. Ancak mesh greftler eklem bölgelerinde ve el dorsumunda kullanılmamalıdır. Çünkü iyileşme sürecinde hipertrofik skarlar ve kontraktürler gelişebilir.
·        Meshleme özellikle yanık merkezlerinde adonör saha miktarı az olan hastalarda az bir greftle çok fazla alan kapatılması istendiğinde kullanılır.Pratik yaklaşımda  greft alanı geniş değilse 1-2 adet içerideki hematomu boşaltmak amacıyla bistüri ucuyla açılabilmektedir.
·        Pratik yaklaşımda yüz bölgesinde deri renk uyumu sağlanması için post aurikuler bölge 1. tercih,supraclaviculer bölge ise 2. tercihtir.Greft ftsg olmalıdır ve mechlenmemelidir.Aynı şekilde el  bölgesinde de mechlenme kötü kozmetik sonuç yaratacağından stsg ve ftsg greftlemede meshlenme tercih edilmemektedir.

MESHLEME
AVANTAJ
DEZAVANTAJ
Greft alanının büyütülmesi

Hematom drenajının mesher deliklerinden olmasıyla greft tutma şansının yüksek olması

1x1 cm kadar delik genişliğinin epitelize olabilmesi

Az bir greft ile çok fazla alan kapatıldığı için daha az donör saha ve daha az donör saha izi.

Mesher deliklerinin iyileşme süreci seconder olduğundan ,iyileşme sürecinin uzaması

Kötü kozmetik sonuç greft alanında


Mesher makinası ve greftin makinaya yerleştirilmesi.
Mesher makinasında meshlenmiş greft
  .                          

  




·        Greft alındıktan sonra içerdiği elastik lifler nedeni ile boyutlarında oluşan küçülmeye primer kontraksiyon denir. Tam kalınlıktaki deri greftlerinde primer kontraksiyon % 40 iken ince parsiyel kalınlıktaki deri greftlerinde bu oran % 10’dur.
·        Sekonder kontraksiyon iyileşmeden sonra görülür. Tam kalınlıktaki deri greftlerinde sekonder kontraksiyon minimaldir. Parsiyel kalınlıktaki greftlerde ise içerdikleri dermis miktarına göre değişmek üzere çok fazladır. Dermis miktarı ne kadar az ise sekonder kontraksiyon o kadar fazla olur.

·        Deri greftlerinin yaşaması alıcı yataktaki kan dolaşımına bağlıdır. Bu nedenle çıplak kemik, kartilaj ve tendonlar üzerine uygulanan deri greftleri tutmaz. Ancak periost, perikondrium ve paratenon varsa deri greftleri yaşayabilir.

·        Tüm granülasyon dokularında bakteri bulunur ama tüm granülasyon dokuları enfekte değildir. Bir dokuda 105/gr doku’dan fazla bakteri bulunuyorsa bu bölgede enfeksiyon olduğukabul edilir ve bu bölgeye uygulanan deri greftleri tutmaz. Bu nedenle deri grefti uygulamadan önce antibiyotik ve lokal pansumanlarla bakteri sayısı azaltılmalıdır.

Deri greftlerinde iyileşme sonucu görülen pigmentasyon değişiklikleri deri grfeti kalınlığı kadar deri greftinin alındığı bölgeye de bağlıdır. Uyluk, kalça ve abdominal bögeden alınan deri greftleri iyileşme sonucunda hiperpigmente bir görünüm kazanırlar. Buna karşılık avuç içinden alınan greftlerde hipopigmentasyon görülür. Klavikulanın superiorundan alınan grfetler genellikle en iyi renk uyumunu sağlarlar.
·        Alındıkları bölgeden bağımsız olarak aynı bölgeden alınan parsiyel kalınlıktaki deri greftleri tam kalınlıktaki deri greftlerine göre daha fazla hiperpigmentasyon gösterirler.Greftlerdeki hiperpigmentasyondan  güneş ışınlarının da sorumlu olduğu düşünülmekte bu nedenle greftlemeden sonraki 6 ay boyunca güneş ışınlarından korunulması önerilmektedir.

·        Hiperpigmente olan greftler en iyi dermabrazyon ile tedavi edilirler. En iyi sonuçlar ise greft innerve olduktan sonra yapılan dermabrazyonlarda elde edilir. Ayrıca expigment ,tritone gibi piyasada olan kremler ile 6 aylık tedavilerlede hperpigmentasyon azaltılabilinir.

·        Overgrafting (Greft Üzerine Greft): Travmalara karşı dayanıklı olması gereken ancak zorunluluk nedeni ile ince greft uygulanmış yüzeylerin, dermoabrazyon (traşlama) ile epidermal tabakanın kaldırılarak dermal tabaka üzerine yeniden greft uygulanmasıdır. Uyluk ön yüzünden 20x10 cm'lik parsiyel kalınlıkta deri grefti alındığı zaman, ortalama kan kaybının 46 ml olduğu hesaplanmıştır.


·        Deri greftinin beslenmesi: 3 evresi bulunur.
1.      Plazmatik İmbibisyon: Greft ilk 2-3 gün plazmatik diffüzyonla beslenir. Greftin tutması ve iyileşmesi yara iyilesmeşine benzer. İlk anda greft beyaz renkte ve ödemlidir. Sebebi, alıcı yataktaki plazmayı bir sünger gibi emmesidir. Buna bağlı olarak greftin ağırlığı ilk 24 saatte %20, 48 saatte %30 artar. Mikroskobik incelemede, plazmanın endotel kaplı boşluklarda eritrositlerle birlikte
2.      bulunduğu görülür, eritrositlerin greft tarafından emilmesi sonucu, rengi ilk 8 saatte pembeleşmeye baslar. Alıcı yatakta başlangıçta bol fibrin elemanları, lökosit, fibroblast, çeşitli katyonlar, mukopolisakkaritten zengin bir eksüdasyon vardır. Fibrin flamanları grefti yeni yatağına adeta yapıştırırlar.
3.      İnoskülasyon: 48-72 saat sonra greft ve yataktaki damarlar ağız ağıza gelerek vasküler anastomozlar oluşmaya başlar ama kan akımı yoktur. 4-7 nci günler penetrasyon olur ve kan akımı başlar. Greft damarlarında proliferasyon olur, granülasyon dokusu inhibe edilir. Lenfatik drenaj 4-5 nci günde meydana gelir.
4.      Kapillerlerin gelişimi: Greftin 3. gününden itibaren inoskülasyon olsun olmasın enzimatik aktivite kaybı ve damarlarda dejeneresans olduğu gösterilmiştir. Yatak kapillerleri greft içine doğru süratle büyüyerek 48 saat içinde dermoepidermal junctiona varırlar. Greftin damarları dejenere olduğundan kesin damarlanması alıcı bölge damarlarının gelişimi ile olur. 6-7. günlerde greft epitelinde deskuamasyon ve aktif rejenerasyon başlayarak greftin yüzeyi yeni epitelle kaplanır ve kalınlığı artmaya baslar. 21. gün etraf deri rengi ile aynı rengi alır. Dolaşım başlamadan önce greftteki eritrositler anoksijenize olduklarından mavi lekeler halinde görünürler, kan akımı ile pembeleşirler. Yaklaşık 2 hafta sonra greft altındaki konnektif dokuya sıkıca yapışır, 3. haftadan itibaren de greft altındaki yağ dokusu birikmeye baslar.

Greftlerin alınması:
Ftsg  greftler yüz bölgesi için  postauriculer ½ kulak heliksini içerecek, ½ temporal cildi içerecek şekilde greft alınma sonrası sütrü hattı kulak arkası çizgisine denk gelecek şekilde alınabilinir,ayrıca yüz bölgesi için supraclaviculer bölgeden de ftsg alınabilir.Diğer vücut bölgeleri için  ön kol volar yüz ve inguinal bölgeden sütür hattı bikini seviyesinde kalacak şekilde alınabilir.
Stsg gretlerde ise scalp(kitabi bilgi),gluteal bölge ,uyluk bölgesi,sırt bölgesi kliniklerde en çok kullanılan alanlardır.Yanık merkezlerinde ise sağlam kalan her türlü alandan greft alınmaktadır.Uylukta ilk olarak lateral bölge daha sonra anterior ve en son olarak medial bölge  tercih edilebilir..Burada mantık en gergin olan yerin lateral yüz olmasıdır ki greft alınması daha kolaydır.Stsg ler el dermatomu,pili el dermatomu veya dah büyük ve ağır olan elektrikli el dermatomları ile alınabilir.

Dermatom cihazı



·        Greftlerin fiksasyonu:
1.      Dikişler: Basit ya da devamlı olabilir. Çoğunlukla absorbe edilen sütürler kullanılır. Tek tek dikislerin ucları uzun bırakılarak tieover pansuman yapılabilir veya ekstradan tekrar kenarlarauzun uçlu sütürler yapılarak tigh over gerçekleştirilebilinir.
2.      Deri bantları ve yapıstırıcılar: Steril strip ya da fibrin yapıstırıcısı kulanılılabilinir..

·        Deri greftlerinin pansumanı:
1.      Tie-over pansuman: En iyi yöntemdir. Özellikle yüzde ve boyunda kullanılır.Greft operasyonun da en önemli unsur alıcı yatağa fiske olmamış greft dokusunun mekanik kuvvetlerle fiksasyon sürecinde hasar görmemesidir.Bu amaçla greft alıcı yatağa yerleştirildikten sonra ilk olarak greft üzerine yapışkan katman yaratmak amacıyla  tigh over pansuman açılacağı zaman greftimiz yataktan sıyrılmasın diye pomad emdirilmiş gazlı bezler veya özel piyasada bulunan klorheksidin gibi antiseptik maddeleri içeren pomadlı (baktigrass) yara örtüleri yerleştirilir .Daha sonra serum fizyolojik ile sulandırılmış pamuk bolca greft alanıa yerleştirlir ve çevreye yerleştirilen sütürler ile sıkıca baskılı şekilde bağlanarak fiske edilir.En son olarak üzeri gazlı bez ve sargı ile kapatılır hastanın durumuna göre 3-7 gün arası kliniğinizin tercihine göre beklenerek açılır.24-48 satde bir sf ile iğne kullanılarak ıslatılır.

2.      Stent tekniği: Bu teknik labial ve bukkal sulkusa orbital kaviteye, dış kulak yoluna, burun içine ve vajene deri grefti uygulanmasında kullanılır. Alıcı alanın akrilik ya da benzeri bir maddeyle impresyonu (bası izi) alınır. Alıcı bölgeye stentin yerleşmesi ve etrafına greftin sarılması gerekmektedir. Greftin alt yüzeyi dısa gelecek şekilde örtülmelidir. Deri grefti ile mukoza replasmanı yapılmışsa stent 3-6 ay kullanılmalıdır. Vaginal kanala yapılan greftlerde vibratör greft alanına baskı amaçlı kullanılır.Vaginal greft vaginoplasti operasyonunda gereklidir.


3.      Basınçlı pansuman: Genellikle ekstremiteye konulan greftlerin immobilizasyonunu sağlamak amacıyla kullanılır. Elastik sargı ile sirküler kapatılır. Eklem bölgelerindeki greftlemede atelleme yapılır.Tigh over pansuamn üzerinede kullanılabilinir.

4.      Acık yöntem: Yüz, boyun ve gövdede altta aktif kaslar olan yerlerde, basınçlı sargı greftlerinin sıyrılmasına neden olabileceğinden acık bakım yararlı olur. Bu yöntemle greft sürekli gözümüzün önünde olacağından altta biriken sıvılar hemen boşaltılabilir.


·        Postoperatif Deri Greftlerinin Bakımı:
1.      Hematom ve seromaların boşaltılması: Greft altında şüphelenilmesi halinde herhangi bir kolleksiyonda postop 2. gün pansuman acılır ve drene edilir. Boşaltmaya sıvı biriktiği surece her gün devam edilir. Bu durumlar dışında pansuman 5-7 gün açılmaz. Eger hematom varsa 11 nolu bistüri ile insüzyon yapılarak ya da steril bir gazlı bezle basınç yaparak hematom temizlenir.
2.      Enfekte deri bakımı: Operasyondan sonraki ilk 24 saatte enfeksiyona bağlı ateş olmaz. Bu sürede ateş olursa genellikle pulmoner yada renal patolojiye bağlıdır. 2-4. günlerdeki ısı artısı, kızarıklık, koku, enfeksiyon lehinedir. Kültür alınmalı, antibiyotik başlanmalıdır. A-grubu beta hemolitik streptokoklarda greft tamamen kaybedilir.
·        Hiperbarik oksijen: Preop granülasyonu hızlandırmak amacıyla kullanılır. Zayıf granülasyonlu yerlerde kapiler proliferasyonu artırır.

Donör alan pansumanı:

·        Yarı-açık (Semiopen) teknikte kullanılan malzemeler bakteri ve sıvıların geçişine izin verirler. Bu grupta Biobrane, Vazelin veya klorheksidin(bactigras) emdirilmiş ince gazlı bezler kullanılır. Klorheksidinli yara örtülerinin, kullanımı kolay, ucuz ve enfeksiyonu önleyici etkisi vardır,ayrıca operasyon sonrası greft alanına konduğunda ,operasyon sonrası greft tigh over pansuman açılacağı zaman kurumuş olan gazlı bezlerin grefti yara yatağından kaldırmasını önlüyor. . Donör alanın 10 günde epitelizasyonunu sağlar. Biobrane, hastalar açısından son derece uygun bir materyal olmasına karşın oldukça pahalıdır ve donör alanda enfeksiyon riski yüksektir.

 Klorheksidinli tül sargı   Hydrokolloid


 Transparan film membrane


·        Op-Site ve Tegaderm gibi (transparan film membran) semioklüziv pansuman malzemeleri bakteri ve sıvı geçirmezler ancak su buharı geçririler. Hızlı ve ağrısız bir iyileşme sağlarlar,dezavantajı altlarında biriken sıvının drenajı için sıklıkla kontol edilmesi gerekir.Günümüzde greft alanından daha çok donör saha  pansumanına kullanılmaktadır,dğer isimleride film membrandır.Fiyatı ucuz kullanımı kolaydır.Donör sahada 1 haftaya kadar tutulabilirler.
·        Duoderm ,confeel gibi hidrokolloid yara örtüleri oklüziv pansuman materyalleri olup oksijeni bile geçirmezler. Hidrokolloid bilindiği gibi daha çok grade 1-2 dekübit tedavisinde günümüzde kullanılmaktadır.Orta derecede emici yara örtüsü grubundadır ve yara alanının iyileşmesi için uygun nemli ortamın hazırlanma Kollajen sentezi ve epitelizasyonu hızlandırır. Eksüda pH’sını düşürerek ortamdaki bakteri sayısını azaltır. Yara zeminine yapışmadığından irritasyon ve ağrı oluşturmaz. Pratik deneyimde po 0. gün donör sahadan olan kanama nedeniyle donör sahadan pansumana sızan kanama miktarı fazla olur,bu yüzden değiştirilmesi gerekebilir.Sarı renk olan bu pansuman ürünleri yara alanında çıkan sıvıyı emdikce beyazlaşmaya başlar,beyazlaştığı zaman değiştirilir.3-5 gün yara alanıdan yara alanından çıkan sıvı miktarına göre tutulabilir.Transparan membtana göre desavantajı bu materyallerin üzerini normal pansuman malzemesi ile kapatmak zorunda olmaktır.Transparan membran şeffaf özelliğinden dolayı günlük donör saha takibine izin vermektedir.



·        Bir donör bölgeden pek çok defa parsiyel kalınlıkta deri grefti alınabilir. Ancak epidermis rejenere olabilmesine karşın dermiste rejenerasyon görülmez. Bu nedenle parsiyel kalınlıktaki deri greftinin her alınışından sonra dermiste incelme olmaktadır.


·        Yüzey epitelinin dermabrazyon veya keskin disseksiyonla uzaklaştırılmasından sonra oluşan defektin STSG ile kapatılması işlemine “dermal overgrafting” denir.
·        Allogreftler defektin geçici olarak kapatılmasında kullanılabilen biyolojik materyallerdir. Özellikle total vücut alanının %50’den fazlasının kaybedildiği ve yeterli deri grefti donör alanının olmadığı durumlarda çok faydalıdırlar. Vaskülarize olabilmelerine karşın 10 gün içerisinde veya hastada immunsupresyon varsa (yanıklı hastalar) daha uzun sürede rejeksiyona uğrarlar. Rejeksiyon yanıtı oluşturmamak için allogreftler 2-3 günde bir değiştirilebilir. Allogreft kullanımının en önemli sakıncası HIV bulaştırma riskidir.
·        Maliyetin düşük olması, kolayca temin edilebilmesi,    kolay saklanabilmesi ve kolayca steril edilebilmesi xenogreftlerin avantajlarıdır. Ancak allogreftlerin aksine vaskülarize olamadan rejeksiyona uğrarlar. Ayrıca enfalamatuvar bir yanıt oluşturduklarından yara iyileşmesini geciktirirler.

·        İnsan amniyotik membranı da yara kapatılmasında geçic örtü olarak kullanılabilir. İç (amnion) ve dış (chorion) yüzeyleri vardır. Venöz ülserlerde ve enfekte yüzeylerde kullanılabilir. Son yıllarda bakteriyel ve viral enfeksiyon bulaştırıcılığını ekarte etmek için taze dondurulmuş, gama-sterilizasyon uygulanmış amnion membranları kullanılmaya başlanmıştır.

·        Amniotik membranın avantajları;
  1. Yanık yaralarındaki bakteri sayısınına azaltılmasında insan derisinden daha etkilidir.
  2. Ağrıyı azaltır ve kalıcı greftlemeye kadar “raw” yüzeylerin korunmasını sağlar.
  3. Revaskülarizasyon oluşmaz ve 7-10 gün sonra kolaylıkla kaldırılabilir.

·        Amniotik membranın dezavantajları;
  1. İyileşmeye katkısı yoktur
  2. Hiperemik reaksiyonu artırır
  3. Hipertrofik skar oluşturur

·        “Tissue-cultured skin”, invitro olarak çoğaltılan ve greftleme için yeterince dayanıklılığa sahip olan insan epidermal  hücrelerinden oluşur. İlk kez Rheinwald ve Green tarafından yapılmış. Posta pulu büyüklüğündeki bir deriden 3-6 hafta içerisinde 1x1 metre boyutlarında keratinosit tabakası oluşturulabilir.

·        Keratinosit kültürleri kullanımının önemli bir dezavantajı, uzun vadede hiperkeratoza neden olmasıdır. Bunun nedeni muhtemelen, yeni oluşan epidermisin, proliferasyonu düzenleyen dermisin olmaması nedeni ile hiperproliferatif fazda kalmasıdır. Kültür yapılmış keratinositlerin en önemli dezavantajı ise malignite riskidir. Çünkü keratinositler, mitojenlerin varlığında çoğaltılabilmekte ve spontan transformasyon mümkün olabilmektedir. Kültür keratinosit uygulamasının diğer dezavantajları ise pahalı olması, fragil olması ve enfeksiyona karşı hassas olmasıdır.

·        “Skin substitutes” yapay bir deri olarak görev yaparlar ve geçici örtülerin aksine uzun süre uygulandıkları yerde tutulabilirler. Unilaminar veya bilaminar olabilirler ve  sentetik ve/veya biyolojik materyaller içerebilirler.
·        Unilaminar membranlar hidrojeller, hidrokolloid pansuman materyalleri veya “vapor-permeable” membranlar içerebilir. Mekanik koruma sağlamazlar. Ancak yarada efektif bir debridman sağlarlar, bakteri sayısını azaltırlar ve granülasyon dokusu oluşumunu stimüle ederler.
·        Bilaminar membranlar ise tamamen sentetik, biyolojik olarak inert materyaller, otojen dokular ve kollajen-sentetik kompozit materyaller içerirler.
·        Konsantre fibrinojenden hazırlanan fibrin yapıştırıcı (Fibrin Glue), biyolojik yapıştırıcı olarak kullanılmaktadır. Fibrin yapıştırıcılar yara iyileşmesini bozmazlar ve enfeksiyon insidansında artışa neden olmazlar. 3-4 ml şişelerde bulunurlar,kan ürünü oldukları için mor reçeteye tabidir.Greft cerrahisinde ilacı geniş alana yaymak amaçlı özel makina ve sprey başlığı ile kullanılıyor.


·        “Free Dermal-Fat Graft” (FDFG), özellikle yüz bölgesindeki kontur bozukluklarının düzeltilmesinde sıklıkla kullanılmaktadır. FDFG  ile yapılan rekonstrüksiyonlarda % 20-30 over-korreksiyon yapılmalıdır. Bu yöntemin risklerinden birisi epiteliyal kist formasyonunun gelişebilmesidir.